Tatiliniz İçin Farklı Aktiviteler
Tarihe bakıldığında turizm sektörünün köklü bir geçmişe sahip olduğu ve günden güne duraksama yapmadan kendini geliştirdiği açıkça bilinmektedir. Turizm sadece deniz, yaz, kış, kültür turizmi olarak sabit kalmamakla beraber içerisine aldığı ve almaya devam ettiği, her yaşa hitap eden farklı aktiviteler ile de kendini geliştirmekte, günden güne en büyük sektör haline gelmektedir. Turizm, aynı zamanda uzun süre çalışmış ve yorulmuş insanların enerjilerini yenilemelerine, streslerini atmalarına, yorgunluklarını gidermelerine, farklı heyecanlar yaşamalarına çözümler sunmaktadır. Çözümler arasında birçok aktivite yer almakla birlikte birçok farklı karakter de insan vardır. Bu sebepten dolayı sakin kişilere, hiperktif kişilere, heyecanlı kişilere, yaşı ilerlemiş kişilere, gençlere, erkeklere ve kadınlara göre aktiviteler vardır. Bu blog yazımızda ise belirli bazı aktivitelere değinme amacı güdülmüştür.
1. RAFTİNG
Macera turizminin öncülerine bakıldığı zaman Raftingin önemli bir eğlence olduğu ve birçok kimse tarafından çok tercih edildiği bilinmektedir. Raftingin nasıl meydana geldiği ve yaygınlaştığı sorularına bakıldığında 1950 dönemlerinde başladığı söylenebilir. Rafting, bot anlamına gelen Raft isminden türemiş ve Raft adı verilen botlarla akıntılı, eğimli ve kayaların bulunduğu zorlu nehir de düşmeden kontrollü bir şekilde ilerleyebilmek için yapılan ekstrem bir aktivitedir. Raftingin ilk başlama zamanı ve nedenine bakıldığında 1950 dönemlerinde Amerika’nın Colorado eyaletinde başladığını söylemek yanlış olmayacaktır. İlk zamanlarda askerler tarafından kullanılmış olsa da 1980 dönemlerine gelindiğinde artık eğlence için yapılan bir aktivite haline gelmiş ve her geçen zaman diliminde artmakta ve talep edilmektedir. Türkiye’ye gelişi ve yaygınlaşması ise 1990 tarihinde gerçekleştirilen Çoruh festivali ile açıklanmaktadır. Günümüzde Türkiye de ise yılda ortalama 600.000 kadar turistin rafting yaptığı bilinmektedir. Rafting yapılabilmesi için gerekli olan ekipmanlar vardır. Bunlar; rafting küreği, rafting botu, bot pompası, koruyucu can yeleği ve koruyucu kasktır. Raftingin Türkiye de en çok yapıldığı yerler ise Çoruh Nehri Artvin, Fırtına Deresi Rize, Munzur Çayı Tunceli, Dalaman Çayı Muğla, Melen Çayı Düzce olarak örnek verilebilmektedir.
2. PARAŞÜT İLE ATLAMA
Günümüzde ki ile birebir aynı olmamakla beraber günümüzdekine çok benzeyen paraşütün ilk olarak 1783 tarihinde Fransız Louis Sebastıen Lenormand tarafından icat edildiği bilinmektedir. İlk paraşüt atlamanın ise 1797 yılında Andre Jackues Garnerin bir sıcak su hava balonu ile ilk atlayışını gerçekleştirdiği bilinmektedir. Paraşüt ile atlama macerasına bakıldığında; Paraşütçüler genel olarak uçaktan atlayış yapar ve çoğunlukla düz zemine ve açık bir havaya gereksinim duyarlar. Paraşütçüler ortalama 2000 metre havada uçaktan atlayış yapmaktadırlar. Genellikle "karın aşağı" şeklinde belli bir süre hareketsiz inmektedirler. Hava da belli şovlarda sergileyebilmektedirler. Bunlara örnek olarak; Taklalar ve dönüşler gibi hava şovları sergileyebilmektedirler. En son olarak ise, yere 760 metre kadar gelindiğinde tam şişip açılacak şekilde paraşütlerini açmak için kolu çekmedirler. Paraşütçüler, önceden planlanan bir alana iniş yapmayı amaçlamaktadırlar. Paraşütçüler serbest düşme esnasında saatte 190 km ve daha fazla hızlarda hareket etmektedirler. Kullanılan paraşütlerin bu zorluklarda açılmaya dayanabilecek türde üretilmiş ve kendiliğinden havalanan kanat paraşütleridir. Asıl paraşütte sıkıntı olması veya açılmaması durumunda otomatik bir sistem devreye girmekte ve yedekte ki paraşüt açılarak güvenliği inişi sağlamaktadır. Türkiye de en güzel ve bilindik paraşüt ile atlama yerlerine örnek olarak ise Babadağ Fethiye, Munzur Dağları Erzincan, Nemrut Dağı Adıyaman, Asas Tepesi Kaş ve Dinamit Tepesi Denizli verilebilmektedir.
3. ATV TURU
ATV motorları zorlu arazi koşulları için tasarlanmış 2, 4 ve 6 tekerlekli araçlardır. Ama genel olarak 4 tekerlekli ATV motorları daha çok tercih edilmekte ve kullanılmaktadır. İlk yapım nedenlerine bakıldığında ise bu araçların yapılmalarının nedenlerinin zorlu arazilerde ulaşım kolaylığı sağlaması olduğunu söylemek doğru olacaktır. Zamanla bu araçların çeşitli eğlence, çeşitli geziler ve çeşitli maceralar için kullanıldığını söylemek pekte yanlış sayılmaz. İlk ATV’lerin üretim yılına bakıldığında 1960 dönemine gidilmektedir. Honda, Suzuki, Yamaha gibi büyük markaların katkılarıyla oluşturulan ATV motorları ilk olarak 3 ve 6 tekerlekli olarak üretilmiştir. 4 Tekerleklilerin ise piyasaya çıkarılması ve yaygınlaşması ise 1980 dönemlerinde meydana gelmiş, çok tutulması ile birçok marka tarafından da üretimine başlanmıştır. Bu gelişmeler ATV motorlarını ileri boyuta taşıyarak müsabakalar, teçhizat taşıma, inşaat, geziler ve safariler gibi alanlarda boy göstermesini sağlamıştır. ATV ile Türkiye’de ki sürücülerin tanışması ve bir araya gelmesi ise çok da eski olmadığını söyleyebilmekteyiz. ATV’lerin Türkiye ile bütünleşmesi 2000'li yıllarda oluşmaya başlamıştır. Başlarda kişisel olarak tercih edilen ve turistler için doğa turlarında kullanılan ATV’ler ileriki zamanlarda artan modelleri ile kullanım alanları çeşitlenmiş ve birçok kesimin sesine kulak vermiştir. Türkiye de ATV turlarının Bodrum, Kapadokya, Ölüdeniz, Fetiye, Belgrad Ormanları gibi birçok yerde yapıldığını söyleyebilmekteyiz.
4. TÜPLÜ DALIŞ
Tüplü Dalış, su altında nefes alabilmek için özel ekipmanlar ile su altına dalınan dalış türüdür. Tüplü Dalış, su altında bağımsız olarak ve taşınabilecek bir tüp içerisinde ki basınçlı hava veya gazların ortam basıncına ayarlanarak nefes alınmasını oluşturan sistemi tarif etmektedir. Tüplü Dalışın tarihine bakıldığında M.Ö olan döneme gidilmektedir. Tüplü Dalışın ilk ortaya çıkması 3000 yıl kadar öncesinde savaşlarda deniz altından ilerleyerek gemi halatlarının kesilmesiyle meydana gelmektedir. Zaman içerisinde batan gemilerin ve denizin altında bulunan hazinelerin bulunma çabası ile gelişim kaydetmiştir. Bunlara ek olarak Leonardo Da vincinin de paletler ve dalış malzemelerini çizdiği bilinmektedir. Tüplü Dalışta ki en temel malzemeler ise; maske, şnorkel ve palet olup diğer malzemeler ise dalış elbisesi, regülatör, hava göstergesi, derinlik göstergesi, navigasyon, denge yeleği, pusula vb. aletlerdir. Dalgıçlar su altında ki iletişim kurmak zorundadırlar. Ama bu mümkün olmayacağı için basit beden dili ile el hareketi yaparak konuşmaktadırlar. Kurallar gereğince hareket edildiği sürece Tüplü Dalışın riski bulunmamaktadır. Türküye de Tüplü Dalışın yapıldığı yerlere bakıldığında bu yerlerin başında Kaş, Bodrum, Fethiye, Ayvalık ve Saros gibi yerleşim yerlerinin en başta geldiğini söylemek gerekmektedir. Bu Dalış yerleri yaz ve kış ayları içerisinde gerekli su yeterliliğini karşılamaktadır. Bunlara ek olarak Türkiye’nin son dönemlerde açtığı birçok dalış merkezi ve profesyonel eğitmenleri ile de gelişim göstermiştir.
5. KÜLTÜR TURİZMİ
Dünya üzerinde Bulunan her ülkenin, her toplumun kökenine ait bir kültür, bir gelenek ve bir görenek yatmaktadır. Eski tarihe gidildiğinde yaşayan uygarlıklar bulundukları bölgelerde kendi inançlarını ve kültürlerini yaşatmak için çeşitli yapılar, yazılı ve yazısız yapıtlar ve gelenekler gibi kendilerinden çok fazla parça bırakmışlardır. Bu kültür birikimleri sadece bir medeniyetle sınırlı kalmamış zamanla gerek savaş ile gerek zorunlu göçler ile gerçekleşen el değiştirmeler neticesinde birçok kültür birikimi meydana gelmiştir. Bu kültür birikiminin en temel yapı taşlarına bazı örnekler vermek gerekirse Müzelerde bulunan eserler, Camiler, Antik Kentler, Geleneksel Lezzetler, Türbeler, Kiliseler, Tarihi Evler, Kaleler, Kervansaraylar, Hanlar, Hamamlar, Su Kanalları, Yazılı ve Yazısız olmak gibi birçokları gösterilebilmektedir. Turizmin her kitleye uygun olduğunu söylemiştik. Deniz, Yaz, Kış olduğu gibi Macera, Kültür, Doğa gibi turizm çeşitleri ile de farklı şekilde aktiviteler sunmaktadır. Ülkemizde ki Kültür turizmine baktığımızda, Osmanlı İmparatorluğu üç kıtaya hükmetmiş bir imparatorluktu. Osmanlı devleti gittiği her yerde kendisinden mutlaka bir kültür mirası bırakmıştır. Orta doğuda ki eserlere örnek vermek gerekirse Hüsreviye Camii ve Külliyesi, Adliye Camii, Atras Camii verilebilir. Türkiye de ki eserlerine örnek vermek gerekirse; Sina’nın Selimiye, şehzade ve Süleymaniye camisi gibi yüzlerce eser vardır. Ve bu eserlerin olağanüstü özellikleri vardır. Örnek olarak Sultanahmet Cami Türkiye’nin ilk altı minareli camisidir, yalnız Avrupa’dan bakıldığında ise dört minareli olarak görünmekle beraber içerisinde ki çok sayıda ki renkli çinilerden dolayı Blue Mosque olarak da bilinmektedir. Bu ve bunun gibi birçok özellikte eserler vardır. Tabi İstanbul da Hristiyanlığın merkezi olarak nitelendirilen Ayasofya Camisini örnekler arsında vermek gerekecektir. Zira Fatih Sultan İstanbul’u aldığında Ayasofya camii başta bir kilisedir ve Fatih Sultan Mehmet Han kendi parasıyla Ayasofya’yı satın alır ve vakıfa bağışlar. Olağanüstü özellikleri ve hala keşfedilemeyen bir sürü özellikleri vardır. Yılda İstanbul’a gelen turistlerin önemli bir bölümünün asıl amacı Ayasofya’yı görmek ve ibadet etmek içindir. Buda Dini ve Kültür açısından önemli bir yer tutmaktadır.
Turizm Sektörü her açıdan bir dala sahip, her türlü aktiviteye sahip olan ve her türlü aktiviteyi doğurabilen köklü bir sektördür. Bloğumuzda olan anlatımda turizmin bel kemiği aktiviteleri anlatılmaya çalışılmakla beraber kültür turizminin, deniz, yaz, kış turizmlerininde çok fazla aktiviteye sahip olduğu anlatılmaya çalışılmıştır.